.... 11.05.12 saat 08:05 de gelen telefon ile akşam kendimi Almanya'da kız kardeşimin yanında buldum...
Ana rahmine düşmesiyle birden havaya giriyor insan, teyze olacağım, anne yarısı olacağım diye heyecan basıyor. 9 ayı sabırla bekliyorsun, gelecek yeğenine hediyeler alarak, en iyisi benim yeğenimde olsun diyerek geçiyor zaman. Sonra aylar, günler bitiyor ve saatleri saymaya başladığın gün gelip çatıyor. 9 ay yetmezmiş gibi bir 12 saat daha.... bekle bekle bitmiyor, kardeşin acı çekiyor. yanındasın ama yardım edemiyorsun "canım çok yanıyor" dediğinde çöküyorsun. Son anlar ama gelmiyor bebek, başlıyorsun ağlamaya, 12 saat ellerimi sıkarak, ona sarılarak geçti zaman... işte o an, gördüğün an bitiyorsun, ağlamaktan tutamadım kendimi, için kıpırdıyor.
Birden hayaller kuruyorsun, biraz büyüyünce onunla nasıl vakit geçireceğini, bana "teyzem" dediğini hayal ediyor ve daha neler alacağını düşünüyorsun. Ufak aksilikler oluyor, emmiyor, olsun diyorsun. Sağ salim geldi ya yeter. Kokluyorsun süt kokan tenini, doyamıyorsun, ufacık daha, kucağına almaya korkuyorsun, bir yerini incitirim diye. Duruyorsun, kıpırtısız seyrediyorsun, teyzelik annelik yarısıymış. Yeni bebeğin sevincini, annenin çektiği sancıları yaşıyorsun sen de. Günde yaklaşık 4 saat uyuyorum, geceleri büyük bir heyecanla uyanıyor, mamasını hazırlıyor ve kollarım kopana kadar sallıyorum.... şuanda bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor... kokusu bile mutluluk sebebim....